Her ilişkide empatik yaklaşmamız gerektiği söylenir. Empati besleyerek karşımızdakini daha iyi anlar ve ilişkilerimizi güçlendiririz.
"empati kur" beklentisi hepimiz için vardır. Buna bağlı olarak hayatımızın birçok alanında da "empati kurmak" ile karşılaşırız. Empati kurmak, günlük hayatımızdaki özel ilişkilerimizde, iş hayatımızda bizim nasıl davranmamız gerektiği hakkında büyük ipuçları taşır.
Karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlama, hissettiklerini hissetme şeklinde tanımlanabilen empati, insanları anlama becerilerinin en önünde gelir.
Fakat empati kurmaya çalışırken bunun dozunu nasıl ayarlamalıyız?
Empati dozunun aşırı olması; kişinin devamlı olarak karşısındaki kişinin duygu ve düşünceleriyle ilgilenmesidir. Bu durum için "aşırı odaklanma" haline dönüşüyor diyebiliriz.
Empatinin dozunu kaçırdığınızda sürekli "başkaları ne düşünür?", "elalem ne der?", "şu an benim hakkımdaki fikri ne?" gibi düşüncelerle uğraşabilirsiniz.
Bu tür düşüncelerle uğraşıyorsanız empatiyi fazla kuruyorsunuzdur. Başkalarını düşünürken
"benim istediğim ne?"
"x davranışını gerçekten yapmak istiyor muyum?"
"benim fikrim ne?"
"bunu düşünmek bana iyi geliyor mu?" gibi sorular sorarak yapacağınız işe ya da aklınızdaki fikirlere kendinizi de katmanız gerekir.
Unutmayın, kişinin düşük miktarda empatiye sahip olması anlayışsız, kuralcı ve bencil olarak anılmasına sebep oluyorsa empati dozunun yüksek olması da kişiyi hassas, yoğun duygusallığa sahip ve kendini değersiz hisseden birine dönüştürür.
Her şeyin fazlası zarar vermeye başlar. Tabii ki empatinin de...