Dünya üzerinde sel, kasırga, toprak kayması ve deprem gibi birçok doğal afet olayları yaşanmaktadır. Deprem ise, ülkemizde de sık sık adı geçen ve kabul etmemiz gereken bir doğal afettir.
Yakın zamanda Düzce'de meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, bize yine bu gerçeği hatırlattı.
Deprem neden korkutur?
* Ne zaman olacağı belirsizdir ve doğamız gereği belirsiz olanı tehlikeli olarak algılarız
* Deprem kontrol edilemezdir ve gücümüzün ne kadar sınırlı olduğunu görürüz
* Zarar görme ihtimalimizle yüzleşiriz
Haliyle depremle karşılaştığımızda temel varoluş meselemiz ön plana çıkar. Hayatta kalmamız tehlikeye girdiği için korku, kaygı ve endişe duyarız. Buraya kadar her şey doğaldır. Bunun ardından felaket senaryoları kurmak, tehlikeyi tekrar tekrar düşünmek bizi panik haline getirir. Bu da bizi gerçekçi değerlendirmelerden uzaklaştırır.
Evet, ülkemizde böyle bir doğal afet var ve doğal afetleri kontrol edemeyiz. Bu bölgede yaşıyorsak da bu gerçeği kabul etmemiz gerekir. Tabii ki kabul ederken gerçekçi bir şekilde de değerlendirmek gerekir. Depremin felaket olarak algılanmaması böyle zamanlarda daha kontrollü olmamıza yardım eder.
Tabii ki bunun için gerekli bireysel ve toplumsal önlemleri gözden geçirerek güçlendirmek gerekir. Deprem anında doğru davranışları öğrenme, yaşadığımız yerin eşyaların güvenilir olması için tedbirler almak gibi bireysel farkındalık ve önlemler önemlidir. 2. ve önemli olan diğer kısım da toplumsal önlemlerdir. Yaşadığımız binanın dayanıklılığından emin olma, güvenli toplanma alanlarının olması gibi toplum olarak önemleri almamız gerekir.